Vehbi Camgöz

        Kaderin cilvesine bakın, daha düne kadar Türkiye de Siyonizm karşıtı bir idareyi her türlü kanunsuzluk, kaba kuvvet, şirretlik ve darbe girişimi ile alaşağı etmek için ellerinden gelen her şeyi yapan ulusalcılarımız, ne olduysa birden bire anti Siyonist kesildiler.

        Efendim “Malatya ya kurulan erken uyarı sistemi aslında İsrail’in güvenliğini sağlamak için”kurulmuş. Hatta İran’ın geliştirdiği füzelerle İsrail ’i vurmasının önüne geçmek için kurulduğu ileri sürülerek İran ile aramızın açılacağından endişe duyduklarını söylüyorlar. Öğleden sonra uykudan uyananlara tünaydın denir!

        Bizim ulusalcılar; meğer İran ve Suriye’yi çok seviyorlarmış da bizim haberimiz yokmuş. İsrail ve ABD menfaatleri için bu yakın komşularımızla ilişkilerimizi bozmaya değmezmiş. Eğer kendilerini ve geçmişte İran’a resmi ziyaret yaptı, İsrail’le ilişkileri soğuttu diye refah-yol hükümetini kıyasiye eleştirmeselerdi belki şimdi söyledikleri sırıtmazdı. Oysa bu yüzden onu mürteci ilan edip, düşürmek için beşli çeteler kuranlar, kendileri değilmiş gibi, şimdi Müslüman komşularla ilişkile bozulacak diye timsah gözyaşları döküyorlar. Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde ye…

        Geçliğimizde büyüklerimiz bize; “Yahudilerin hem adam dövüp, hem de adam dövüyorlar” diye feryat etme alışkanlıklarının olduğunu söylediklerinde çok iyi algılayamadığımı hatırlıyorum. Şu günlerde bizim akıllı ulusalcılarda aynı konumdalar. Hem memleketin içinde Müslümanlara, “gerici”diye olmadık eziyeti reva görüp, anti Siyonist politikalar izliyor diye, daha dün, 54. hükümeti taciz edip düşürdükten sonra; ne olduysa kendileri amansız İsrail karşıtı oldular?

        Meğer bizim ulusalcılar; İran’ı ne kadarda çok severmişler de bizim haberimiz yokmuş. Daha bundan birkaç yıl öncesine kadar ülkede işlenen her faili meçhul cinayeti hiç düşünmeden İran’ın yaptığını söyleyenler birden bire İran dostu kesildiler. Çok değil 10 sene önce “İran bize rejim ihraç ediyor”, “bizde mi İran olacağız?” diye yırtınıp dururken; mazlum Filistinlileri anmak, Kudüs konusunu gündeme getirmek için düzenlenen gece nedeniyle tankları yürütenleri alkışlayanlar onlar değilmiş gibi. Bu geceye, İran elçisi katıldı diye onu, “istenmeyen adam” ilan ettirip, sınır dışınakovduranların, İran muhabbeti doğrusu benim midemi bulandırdı.

       İster istemez bunun altında da bir Siyonizm oyunu aramak gereğini duyuyorum. 

       Öyle ya, durup dururken bu İran ve Suriye muhabbeti mide bulandıracak kadar büyük çelişkiler içeriyor. 28 Şubat sürecinde İsrail ve ABD’nin oyunu ile ömrünü Siyonizm’le mücadeleye vakfetmiş bir devlet adamına yapmadıklarını bırakmayan bu insanlar, şimdi nasıl oldu da böyle İsrail düşmanı, İran ve Suriye dostu oldular? Mevcut hükümet Suriye ile ilişkileri ilerletti, diye ona demediğini bırakmayanlar, şimdi Esat’a destek turları düzenler oldular.   

        Sakın bu insanların hedefi; olayları kışkırtıp, ülkeyi İran ve Suriye ile savaştırmak istemek olmasın? Çünkü hepimiz biliyoruz ki; bu ulusalcılar için; hem ülkemizin mevcut idarecileri, hem de bölgemizdeki özellikle İran aynı derece tehlikelidir. Bunu da hiçbir zaman saklamadılar. Bunlar için içerdeki Müslümanlar “iç düşman” dışarıdaki Müslümanlarda “dış düşmandı”. Bu durum ittihat ve terakki zihniyetinin başladığı tarihten beri böyle olmuştur. Bölgedeki en önemli ve güvenilir müttefikte, Siyonizm ve İsrail idi. Oysa şimdi, onlar için en iyi dost; Suriye ve İran oldu.

        Çünkü aksine iddialara rağmen özellikle Suriye de, ırkçı-baasçı bir yönetim var. Bu yönetim ülkedeki Müslümanların silkelemesi ile sallanıyor. Ha düştü, ha düşecek. Tarihe ırkçılığı armağan eden, ırkçı Yahudi ve Siyonistler, kendileri gibi ırkçı bir rejimimi, yoksa ırkçılığı lanetleyip yasaklayanİslam’ın hâkim olduğu bir rejimimi isterler? Bunun takdirini sizlere bırakıyorum.

        Olaylara bu açıdan bakınca; bizim ulusalcıların Suriye ve onu kayıtsız şartsız destekleyen İran’a olan muhabbetlerinin sebebi daha net olarak anlaşılıyor. Oda; zulüm sistemine arka çıkmaktır.Anlaşılmayan, daha doğrusu benim anlamadığım şey şu, nasıl oluyor da bazı Müslümanlar hala; kendileri ile hiçbir ortak yönü olmayan ulusalcılarla aynı çizgiye düşmelerini hazmediyorlar.

        Suriye de dikta ile mücadele edenlerin, Siyonistlerin planlarına hizmet ettiklerini öne sürebiliyorlar. Kendilerinin durduğu safa ve çizgiye dikkat etmemelerini, mesnetsiz iddialarını inatla sürdürmelerini hiç anlamıyorum, anlayıp, içime sindireceğimi de hiç sanmıyorum. Allah hepimize feraset ve basiret versin.

Selamlarimla